Aylin
New member
Kesbi Nedir? İslam’da Kazanma ve Çalışmanın Dini Boyutu
Hadi biraz düşünelim: Bir iş yerinde sabah erken kalkıp kahvenizi alırken, patronunuzu veya müşteriyle görüşmeye gitmeden önce derin bir nefes alıp, ‘Bugün ne iş yapacağım?’ diye sorar mısınız? Yoksa sadece "işte bu iş, yine aynı" diye mi geçersiniz? Bize göre, İslam'ın iş dünyasına ve çalışmaya bakışı biraz daha derin bir düşünce gerektiriyor. Hem de sadece bir ‘çalışma’ meselesi değil, doğru ve helal kazanç meselesi! İslam’da buna "kesb" denir. Peki, kesb nedir? Neden önemli ve hayatımızda nasıl yer buluyor?
Kesb: Kazanmak mı, Güvenli Bir Yoldan Yürümek mi?
Kesb, kelime anlamı olarak "kazanmak" anlamına gelir. Fakat bu sadece bir iş yaparak para kazanmak anlamına gelmez. Kesb, İslam’da insanın emek vererek, hakkıyla ve helal yoldan kazandığı şeydir. Hani bazen birine ‘Kazancın hayırlı olsun’ deriz ya, işte kesb, o hayırlı kazancın dini anlamdaki karşılığıdır. Yani, bir şey kazandığında, bu kazancı hak ettiğin yoldan elde etmiş olman gerekir. Bu, her şeyin meşru, adil ve doğru olması gerektiğini anlatır. Ve evet, burada erkekler ve kadınlar arasında ufak bir fark var, ancak genel yaklaşım her iki cinsiyet için de benzer: Helal ve doğru yoldan kazanç sağlamak.
Kadın ve Erkek: Farklı Ama Eşit İş Yaklaşımları
Bunu biraz eğlenceli bir şekilde örneklendirelim: Diyelim ki, bir erkek akşam yemeğinde arkadaşlarıyla buluşmaya karar verdi ve cebinde para yok. O, hemen "Strateji"yi devreye sokar, hemen bir iş önerisi bulur, ya da akıllıca bir iş fırsatını değerlendirmeye başlar. Bir kadının yaklaşımı ise genellikle "Empati"yi temel alır. O, paranın önemli olduğunu kabul eder ama aynı zamanda "Bu işi yaparken başkalarına zarar vermemek gerekiyor, değil mi?" diye sorar. Kişisel ilişkiler, sosyal denetimler ve diğer insanlara zarar vermemek gibi faktörler kadınların iş yapış biçimlerinde belirleyici olabilir.
Erkeklerin çözüm odaklı yaklaşımları, bazen kesbin sadece ‘kazanç sağlamak’ yönüne odaklanabilir. Kadınlar ise bu kazancı elde etmenin yolunun sadece parasal anlamda değil, insanlara ve çevreye fayda sağlamaktan geçtiğine inanır. Her iki yaklaşımda da kesbin özü aynıdır: Helal, adil ve doğru yoldan kazanmak.
Kesbin İslam’daki Yeri ve Önemi
Peki, kesbin İslam’daki yeri nedir? İslam, kişiyi sadece ruhani olarak değil, aynı zamanda dünyevi yaşamda da sorumlu kılar. Çalışmak ve helal kazanç sağlamak, İslam’ın temel öğretilerindendir. "Kesb" dini bir sorumluluk olarak kabul edilir çünkü birey, ailesini geçindirebilmek için dürüst bir şekilde çalışmalı ve kazancını doğru yoldan elde etmelidir. Kesb sadece ‘iş yaparak para kazanmak’ demek değildir. Aynı zamanda bu parayı doğru şekilde harcamak ve başkalarına fayda sağlamak da önemlidir.
Kesbin Hakkı: Ne Kazanırsak Kazanalım, Helal Olsun!
İslam, kazanç elde etmenin önemli olduğunu vurgulasa da, aynı zamanda nasıl kazandığınıza dikkat etmenizi ister. Haksız kazanç, yalan söylemek, başkalarını kandırmak, zorbalık yapmak, hile yapmak gibi helal olmayan yollar, kesb meselesinin tam zıddıdır. Yani, helal kazanç için yapılması gereken şey sadece işi yapmak değil, aynı zamanda işin yapılış şeklidir. Bu nedenle İslam’da kazancın meşru ve ahlaki sınırlar içinde olması büyük bir önem taşır. Eğer bir kişi helal yoldan kazanmıyorsa, kazancının bereketli olmayacağına inanılır.
Peki, iş hayatında bu nasıl uygulanabilir? Basit bir örnekle açıklayalım: Bir iş yerinde çalışan biri, iş yerinin kaynaklarını kötüye kullanıyorsa ya da kişisel menfaatleri için başkalarını mağdur ediyorsa, bu kesb değildir. Çünkü kazanılan para, haram bir yolla elde edilmiştir. Burada önemli olan, çalışanın bu tür şeylerden uzak durarak, yalnızca dürüst ve helal yollarla kazanç sağlamasıdır.
Bir Adamın Kazancı ve Bir Kadının Yaklaşımı: Empati ve Strateji
Şimdi eğlenceli bir şekilde düşünelim: Bir adamın iş yerinde kazandığı parayı inceleyelim. O parayı aldığı her seferinde "Bunu hak ettim" diyebilir. Ama bir kadın, "Bunu hak etmeden önce başkalarına nasıl fayda sağladım?" diye sorar. Belki bir kadının bakış açısı, insanlara verdiği değeri yansıtır. Aynı şekilde, bir adamın "stratégi"sel yaklaşımı bazen sonuçları öngörmeye dayanır. O, "Sonuçta kazanmalıyım, nasıl olsa işler yolunda gider!" diye düşünebilir. Ancak hem erkek hem de kadın, doğru yolda olduklarında kazancın daha bereketli ve kalıcı olduğunu bilmelidir.
Sonuç Olarak Kesb: Bir Duruş, Bir Yoldur
Kesb, sadece bir iş yapma biçimi değil, bir hayat duruşudur. Helal kazanç sağlamak, adaletli ve doğru bir şekilde kazanmak, İslam’ın temel öğretilerindendir. Yalnızca maddi değil, manevi kazanç da önemlidir. Dolayısıyla, iş hayatımızda, kazancımızın helal, doğru ve bereketli olması için içsel bir denge kurmamız gereklidir. Kadınların empatik bakış açıları, erkeklerin stratejik bakış açılarıyla birleştiğinde, her iki cinsiyet de daha iyi ve dürüst kazanç sağlama yolunda ortak bir anlayışa ulaşabilir. Unutmayın, kazancın en güzel hali, başkalarına fayda sağlayarak elde edilen kazançtır!
Hadi biraz düşünelim: Bir iş yerinde sabah erken kalkıp kahvenizi alırken, patronunuzu veya müşteriyle görüşmeye gitmeden önce derin bir nefes alıp, ‘Bugün ne iş yapacağım?’ diye sorar mısınız? Yoksa sadece "işte bu iş, yine aynı" diye mi geçersiniz? Bize göre, İslam'ın iş dünyasına ve çalışmaya bakışı biraz daha derin bir düşünce gerektiriyor. Hem de sadece bir ‘çalışma’ meselesi değil, doğru ve helal kazanç meselesi! İslam’da buna "kesb" denir. Peki, kesb nedir? Neden önemli ve hayatımızda nasıl yer buluyor?
Kesb: Kazanmak mı, Güvenli Bir Yoldan Yürümek mi?
Kesb, kelime anlamı olarak "kazanmak" anlamına gelir. Fakat bu sadece bir iş yaparak para kazanmak anlamına gelmez. Kesb, İslam’da insanın emek vererek, hakkıyla ve helal yoldan kazandığı şeydir. Hani bazen birine ‘Kazancın hayırlı olsun’ deriz ya, işte kesb, o hayırlı kazancın dini anlamdaki karşılığıdır. Yani, bir şey kazandığında, bu kazancı hak ettiğin yoldan elde etmiş olman gerekir. Bu, her şeyin meşru, adil ve doğru olması gerektiğini anlatır. Ve evet, burada erkekler ve kadınlar arasında ufak bir fark var, ancak genel yaklaşım her iki cinsiyet için de benzer: Helal ve doğru yoldan kazanç sağlamak.
Kadın ve Erkek: Farklı Ama Eşit İş Yaklaşımları
Bunu biraz eğlenceli bir şekilde örneklendirelim: Diyelim ki, bir erkek akşam yemeğinde arkadaşlarıyla buluşmaya karar verdi ve cebinde para yok. O, hemen "Strateji"yi devreye sokar, hemen bir iş önerisi bulur, ya da akıllıca bir iş fırsatını değerlendirmeye başlar. Bir kadının yaklaşımı ise genellikle "Empati"yi temel alır. O, paranın önemli olduğunu kabul eder ama aynı zamanda "Bu işi yaparken başkalarına zarar vermemek gerekiyor, değil mi?" diye sorar. Kişisel ilişkiler, sosyal denetimler ve diğer insanlara zarar vermemek gibi faktörler kadınların iş yapış biçimlerinde belirleyici olabilir.
Erkeklerin çözüm odaklı yaklaşımları, bazen kesbin sadece ‘kazanç sağlamak’ yönüne odaklanabilir. Kadınlar ise bu kazancı elde etmenin yolunun sadece parasal anlamda değil, insanlara ve çevreye fayda sağlamaktan geçtiğine inanır. Her iki yaklaşımda da kesbin özü aynıdır: Helal, adil ve doğru yoldan kazanmak.
Kesbin İslam’daki Yeri ve Önemi
Peki, kesbin İslam’daki yeri nedir? İslam, kişiyi sadece ruhani olarak değil, aynı zamanda dünyevi yaşamda da sorumlu kılar. Çalışmak ve helal kazanç sağlamak, İslam’ın temel öğretilerindendir. "Kesb" dini bir sorumluluk olarak kabul edilir çünkü birey, ailesini geçindirebilmek için dürüst bir şekilde çalışmalı ve kazancını doğru yoldan elde etmelidir. Kesb sadece ‘iş yaparak para kazanmak’ demek değildir. Aynı zamanda bu parayı doğru şekilde harcamak ve başkalarına fayda sağlamak da önemlidir.
Kesbin Hakkı: Ne Kazanırsak Kazanalım, Helal Olsun!
İslam, kazanç elde etmenin önemli olduğunu vurgulasa da, aynı zamanda nasıl kazandığınıza dikkat etmenizi ister. Haksız kazanç, yalan söylemek, başkalarını kandırmak, zorbalık yapmak, hile yapmak gibi helal olmayan yollar, kesb meselesinin tam zıddıdır. Yani, helal kazanç için yapılması gereken şey sadece işi yapmak değil, aynı zamanda işin yapılış şeklidir. Bu nedenle İslam’da kazancın meşru ve ahlaki sınırlar içinde olması büyük bir önem taşır. Eğer bir kişi helal yoldan kazanmıyorsa, kazancının bereketli olmayacağına inanılır.
Peki, iş hayatında bu nasıl uygulanabilir? Basit bir örnekle açıklayalım: Bir iş yerinde çalışan biri, iş yerinin kaynaklarını kötüye kullanıyorsa ya da kişisel menfaatleri için başkalarını mağdur ediyorsa, bu kesb değildir. Çünkü kazanılan para, haram bir yolla elde edilmiştir. Burada önemli olan, çalışanın bu tür şeylerden uzak durarak, yalnızca dürüst ve helal yollarla kazanç sağlamasıdır.
Bir Adamın Kazancı ve Bir Kadının Yaklaşımı: Empati ve Strateji
Şimdi eğlenceli bir şekilde düşünelim: Bir adamın iş yerinde kazandığı parayı inceleyelim. O parayı aldığı her seferinde "Bunu hak ettim" diyebilir. Ama bir kadın, "Bunu hak etmeden önce başkalarına nasıl fayda sağladım?" diye sorar. Belki bir kadının bakış açısı, insanlara verdiği değeri yansıtır. Aynı şekilde, bir adamın "stratégi"sel yaklaşımı bazen sonuçları öngörmeye dayanır. O, "Sonuçta kazanmalıyım, nasıl olsa işler yolunda gider!" diye düşünebilir. Ancak hem erkek hem de kadın, doğru yolda olduklarında kazancın daha bereketli ve kalıcı olduğunu bilmelidir.
Sonuç Olarak Kesb: Bir Duruş, Bir Yoldur
Kesb, sadece bir iş yapma biçimi değil, bir hayat duruşudur. Helal kazanç sağlamak, adaletli ve doğru bir şekilde kazanmak, İslam’ın temel öğretilerindendir. Yalnızca maddi değil, manevi kazanç da önemlidir. Dolayısıyla, iş hayatımızda, kazancımızın helal, doğru ve bereketli olması için içsel bir denge kurmamız gereklidir. Kadınların empatik bakış açıları, erkeklerin stratejik bakış açılarıyla birleştiğinde, her iki cinsiyet de daha iyi ve dürüst kazanç sağlama yolunda ortak bir anlayışa ulaşabilir. Unutmayın, kazancın en güzel hali, başkalarına fayda sağlayarak elde edilen kazançtır!