Berk
New member
Eser Ne Demek Hukukta? Yoksa Benim Yazdığım Şiirle Telif Alabilir Miyim?!
Selam forum ahalisi!
Geçen gün bir arkadaş “Kanka, hukukta eser sayılır mıyım?” diye sordu.
Dedim “Sen ancak sabır testinde örnek olay sayılırsın.”
Ama sonra düşündüm: Gerçekten hukukta “eser” ne demek? Yani ben evde oturup 6 saat boyunca bir PowerPoint hazırlarsam, bu eser mi oluyor yoksa sadece kurumsal yorgunluk mu?
Bu konuyu biraz mizahla, biraz stratejik erkek aklıyla, biraz da duygusal kadın sezgisiyle tartışalım dedim. Hazırsanız “Fikri Mülkiyet Hukuku ve İlişkilerde Telif Hakları” başlıklı bu destansı foruma giriş yapıyoruz!
---
Erkeklerin Stratejik Yaklaşımı: “Abi eser bellidir, ürettin mi, tescilledin mi, tamamdır.”
Erkek forumdaşlar konuyu her zamanki gibi stratejik ve çözüm odaklı yaklaşımla ele alıyor.
“Eser, kardeşim, bir şey üretirsen, somut olarak ortaya koyarsan eserdir. Yazıysa yazı, tabloysa tablo, beste yaptıysan mp3 dosyasını yükle, gerisi avukatın işi.”
Yani mesele tamamen “output” odaklı.
“Abi PDF’ye dönüştürdüysen zaten eserdir. Yoksa fikir düzeyinde kalmış, o sadece brainstorm.”
Bir arkadaş, “Benim Excel dosyamda 8 sayfa formül var, eser değil mi bu?” diye sordu.
Cevap geldi: “O işkence, eser değil.”
Erkekler için ‘eser’ bir başarı göstergesi.
Telif almak, sanki PlayStation’da kupa kazanmak gibi.
“Abi bak, şu tablonun telifini aldım.”
“Oha, helal lan, platin kupa mı bu?”
Tabii içlerinden biri hemen konuyu pratiğe döküyor:
“Benim eski sevgilime yazdığım mesajlar da özgün ve yaratıcıydı. Onlar eser sayılır mı, telif davası açabilir miyim?”
Bir diğeri hemen hesap yapıyor: “Bir mesaj ortalama 25 kelime, 100 mesaj 2500 kelime eder. Küçük hacimli bir roman sayılır.”
---
Kadınların Empatik Yaklaşımı: “Eser, kalpten gelen bir şeydir.”
Kadın forumdaşlar konuyu hemen başka bir boyuta taşıyor:
“Eser dediğin sadece yazı, resim değildir. Bazen bir duygudur, bir anıdır, bir his bırakmaktır.”
Bir kullanıcı şöyle yazmış:
“Benim yaptığım kekin kokusu bile bir eser sayılmalı. O kadar özgün ki, tarifini bir daha ben bile tutturamıyorum.”
Bir diğeri ekliyor:
“Eğer birine ilham oluyorsa, o şey eserdir. Hissedilmişse, yaratılmıştır.”
Yani kadınlar için eser, sadece ‘üretim’ değil, ‘etkileşim’.
Bir arkadaş yazmış: “Eğer sevgilim o yazdığım mektuptan sonra özür dilediyse, o mektup hukuken değil ama kalben eserdir.”
Erkekler hemen müdahale ediyor:
“Kalben eserse nasıl tescil ettireceğiz?”
Cevap geliyor:
“Tescile gerek yok, gönül noterinde onaylı zaten.”
---
Hukuki Tanımın Halk Versiyonu: “Eser, senin beyninden çıkan şeydir ama annene gösterdiğinde ‘bu ne saçmalık’ diyorsa, işte o.”
Hukuken konuşacak olursak (ama sıkıcı olmadan):
Eser, sahibinin fikri emeğiyle oluşturduğu, özgün ve somut şekilde ortaya çıkan şeydir.
Ama forum versiyonu şöyle:
“Bir şeyi yaptın, kimse daha önce yapmadıysa, hatta sen bile ikinci kez yapamıyorsan, eser odur.”
Örnekler:
- Annemin “Kendimce yaptım” dediği makarna sosu — Eser.
- Sevgilinin doğum gününe özel şiir — Eser.
- 2003’ten kalma MSN nick’in: “Hayaller Paris, gerçekler Zeytinburnu” — Efsane eser.
Bir forumdaşın yorumu çok iyiydi:
“Hukuken eser yaratmak kolay değil, ama duygusal olarak her gün birer şaheser üretiyoruz. Mesela ben sabah işe gitmek için 5 alarm kurup yine geç kaldım. Bu da bir performans sanatı değil mi?”
---
Telif Hakkı Mı, İlişki Hakkı Mı?
Forumda konu dönüp dolaşıp ilişkilerdeki “duygusal eserler” meselesine geldi tabii.
Bir kullanıcı yazdı:
“Ben sevgilime özel Spotify listesi yaptım, 8 saat uğraştım. Ayrıldık, şimdi o listeyi yenisine açmış. Telif davası açabilir miyim?”
Cevap gecikmedi:
“Listede senin emeğin, onun ise duygusal gasbı var. Bu açıkça moral hak ihlali.”
Bir başkası dedi ki:
“Ben sevgilime özel çizim yapmıştım. Şimdi profil resmi yapmış. Bari altına adımı yazsaydı. Eser sahibinin adı anılmalı!”
İlişkilerde telif hakkı konusu forumda efsane haline geldi.
Bir erkek yazmış:
“Benim esprilerimi yeni sevgilisine anlatıyor. Bu ‘espri hırsızlığıdır’. TCK değilse bile en azından forum vicdanında cezayı hak ediyor.”
---
Gerçek Hayattan Örnekler: Eser mi, Tesadüf mü?
- Evde sabah 3’te yazdığın şiir: Eser.
- Sabah kalkınca ne yazdığını hatırlamadığın şiir: Modern sanat eseri.
- Üç gün boyunca uğraşıp bitiremediğin maket: Süreli eserdir, hâlâ işleniyor.
- Sevgiline yazdığın “son kez konuşuyorum” mesajı: Seri eser.
Bir forumdaşın yazdığı bomba yorumu hatırlıyorum:
“Benim çocuğumun okul ödevi bile benden daha fazla eser niteliği taşıyor. En azından özgün çalışılmış.”
---
Erkekler Ne Diyor, Kadınlar Ne Diyor?
Erkekler:
“Eser olabilmesi için sonuç lazım. Kopyalanmasın, benzeri olmasın, tescillensin. Net, sistematik.”
Kadınlar:
“Eser, niyetle başlar. Özgünlük içten gelir. İstersen aynı resmi yap, his başka olur.”
Bir erkek üye şöyle yazdı:
“Benim çizdiğim kalp, teknik olarak başarısız ama içtenlikle çizdim. Bu durumda eser mi?”
Bir kadın yanıtladı:
“Eğer o kalbi çizerken gerçekten birini düşünüyorsan, o kalp değil, duygu manifestosudur.”
---
Sonuç: Eser, sadece hukukta değil, hayatta da bir duruştur
Sonuç olarak sevgili forumdaşlar;
Hukuken eser, özgün ve somut üretimdir.
Ama hayatta eser, biraz da “iz bırakan şey”dir.
Yani bir tablo yaparsın, eser olur.
Bir kahkaha bırakırsın, o da eser olur.
Birine bir fikir verirsin, o büyür, ilham olur — eser yine sensin.
Dolayısıyla hukukta “eser” belki kağıtta yazılıdır, ama hayatta “eser” yaşanır.
Ve unutmayalım:
Bazı insanlar eser yaratmaz ama kendisi zaten eserdir!
Şimdi sıra sizde forumdaşlar:
Sizce sizin “en özgün eseriniz” ne?
İlişkiniz mi, sabrınız mı, yoksa hâlâ silmediğiniz eski mesajlar mı?
Yorumlara bekliyoruz — ama lütfen birbirinizin eserini çalmayın, telif uyarısı gelir!
Selam forum ahalisi!
Geçen gün bir arkadaş “Kanka, hukukta eser sayılır mıyım?” diye sordu.
Dedim “Sen ancak sabır testinde örnek olay sayılırsın.”
Ama sonra düşündüm: Gerçekten hukukta “eser” ne demek? Yani ben evde oturup 6 saat boyunca bir PowerPoint hazırlarsam, bu eser mi oluyor yoksa sadece kurumsal yorgunluk mu?
Bu konuyu biraz mizahla, biraz stratejik erkek aklıyla, biraz da duygusal kadın sezgisiyle tartışalım dedim. Hazırsanız “Fikri Mülkiyet Hukuku ve İlişkilerde Telif Hakları” başlıklı bu destansı foruma giriş yapıyoruz!
---
Erkeklerin Stratejik Yaklaşımı: “Abi eser bellidir, ürettin mi, tescilledin mi, tamamdır.”
Erkek forumdaşlar konuyu her zamanki gibi stratejik ve çözüm odaklı yaklaşımla ele alıyor.
“Eser, kardeşim, bir şey üretirsen, somut olarak ortaya koyarsan eserdir. Yazıysa yazı, tabloysa tablo, beste yaptıysan mp3 dosyasını yükle, gerisi avukatın işi.”
Yani mesele tamamen “output” odaklı.
“Abi PDF’ye dönüştürdüysen zaten eserdir. Yoksa fikir düzeyinde kalmış, o sadece brainstorm.”
Bir arkadaş, “Benim Excel dosyamda 8 sayfa formül var, eser değil mi bu?” diye sordu.
Cevap geldi: “O işkence, eser değil.”
Erkekler için ‘eser’ bir başarı göstergesi.
Telif almak, sanki PlayStation’da kupa kazanmak gibi.
“Abi bak, şu tablonun telifini aldım.”
“Oha, helal lan, platin kupa mı bu?”
Tabii içlerinden biri hemen konuyu pratiğe döküyor:
“Benim eski sevgilime yazdığım mesajlar da özgün ve yaratıcıydı. Onlar eser sayılır mı, telif davası açabilir miyim?”
Bir diğeri hemen hesap yapıyor: “Bir mesaj ortalama 25 kelime, 100 mesaj 2500 kelime eder. Küçük hacimli bir roman sayılır.”
---
Kadınların Empatik Yaklaşımı: “Eser, kalpten gelen bir şeydir.”
Kadın forumdaşlar konuyu hemen başka bir boyuta taşıyor:
“Eser dediğin sadece yazı, resim değildir. Bazen bir duygudur, bir anıdır, bir his bırakmaktır.”
Bir kullanıcı şöyle yazmış:
“Benim yaptığım kekin kokusu bile bir eser sayılmalı. O kadar özgün ki, tarifini bir daha ben bile tutturamıyorum.”
Bir diğeri ekliyor:
“Eğer birine ilham oluyorsa, o şey eserdir. Hissedilmişse, yaratılmıştır.”
Yani kadınlar için eser, sadece ‘üretim’ değil, ‘etkileşim’.
Bir arkadaş yazmış: “Eğer sevgilim o yazdığım mektuptan sonra özür dilediyse, o mektup hukuken değil ama kalben eserdir.”
Erkekler hemen müdahale ediyor:
“Kalben eserse nasıl tescil ettireceğiz?”
Cevap geliyor:
“Tescile gerek yok, gönül noterinde onaylı zaten.”
---
Hukuki Tanımın Halk Versiyonu: “Eser, senin beyninden çıkan şeydir ama annene gösterdiğinde ‘bu ne saçmalık’ diyorsa, işte o.”
Hukuken konuşacak olursak (ama sıkıcı olmadan):
Eser, sahibinin fikri emeğiyle oluşturduğu, özgün ve somut şekilde ortaya çıkan şeydir.
Ama forum versiyonu şöyle:
“Bir şeyi yaptın, kimse daha önce yapmadıysa, hatta sen bile ikinci kez yapamıyorsan, eser odur.”
Örnekler:
- Annemin “Kendimce yaptım” dediği makarna sosu — Eser.
- Sevgilinin doğum gününe özel şiir — Eser.
- 2003’ten kalma MSN nick’in: “Hayaller Paris, gerçekler Zeytinburnu” — Efsane eser.
Bir forumdaşın yorumu çok iyiydi:
“Hukuken eser yaratmak kolay değil, ama duygusal olarak her gün birer şaheser üretiyoruz. Mesela ben sabah işe gitmek için 5 alarm kurup yine geç kaldım. Bu da bir performans sanatı değil mi?”
---
Telif Hakkı Mı, İlişki Hakkı Mı?
Forumda konu dönüp dolaşıp ilişkilerdeki “duygusal eserler” meselesine geldi tabii.
Bir kullanıcı yazdı:
“Ben sevgilime özel Spotify listesi yaptım, 8 saat uğraştım. Ayrıldık, şimdi o listeyi yenisine açmış. Telif davası açabilir miyim?”
Cevap gecikmedi:
“Listede senin emeğin, onun ise duygusal gasbı var. Bu açıkça moral hak ihlali.”
Bir başkası dedi ki:
“Ben sevgilime özel çizim yapmıştım. Şimdi profil resmi yapmış. Bari altına adımı yazsaydı. Eser sahibinin adı anılmalı!”
İlişkilerde telif hakkı konusu forumda efsane haline geldi.
Bir erkek yazmış:
“Benim esprilerimi yeni sevgilisine anlatıyor. Bu ‘espri hırsızlığıdır’. TCK değilse bile en azından forum vicdanında cezayı hak ediyor.”
---
Gerçek Hayattan Örnekler: Eser mi, Tesadüf mü?
- Evde sabah 3’te yazdığın şiir: Eser.
- Sabah kalkınca ne yazdığını hatırlamadığın şiir: Modern sanat eseri.
- Üç gün boyunca uğraşıp bitiremediğin maket: Süreli eserdir, hâlâ işleniyor.
- Sevgiline yazdığın “son kez konuşuyorum” mesajı: Seri eser.
Bir forumdaşın yazdığı bomba yorumu hatırlıyorum:
“Benim çocuğumun okul ödevi bile benden daha fazla eser niteliği taşıyor. En azından özgün çalışılmış.”
---
Erkekler Ne Diyor, Kadınlar Ne Diyor?
Erkekler:
“Eser olabilmesi için sonuç lazım. Kopyalanmasın, benzeri olmasın, tescillensin. Net, sistematik.”
Kadınlar:
“Eser, niyetle başlar. Özgünlük içten gelir. İstersen aynı resmi yap, his başka olur.”
Bir erkek üye şöyle yazdı:
“Benim çizdiğim kalp, teknik olarak başarısız ama içtenlikle çizdim. Bu durumda eser mi?”
Bir kadın yanıtladı:
“Eğer o kalbi çizerken gerçekten birini düşünüyorsan, o kalp değil, duygu manifestosudur.”
---
Sonuç: Eser, sadece hukukta değil, hayatta da bir duruştur
Sonuç olarak sevgili forumdaşlar;
Hukuken eser, özgün ve somut üretimdir.
Ama hayatta eser, biraz da “iz bırakan şey”dir.
Yani bir tablo yaparsın, eser olur.
Bir kahkaha bırakırsın, o da eser olur.
Birine bir fikir verirsin, o büyür, ilham olur — eser yine sensin.
Dolayısıyla hukukta “eser” belki kağıtta yazılıdır, ama hayatta “eser” yaşanır.
Ve unutmayalım:
Bazı insanlar eser yaratmaz ama kendisi zaten eserdir!
Şimdi sıra sizde forumdaşlar:
Sizce sizin “en özgün eseriniz” ne?
İlişkiniz mi, sabrınız mı, yoksa hâlâ silmediğiniz eski mesajlar mı?
Yorumlara bekliyoruz — ama lütfen birbirinizin eserini çalmayın, telif uyarısı gelir!